30 Ekim 2009 Cuma

Atamızın İzindeyiz


Kırım güzel memleket. Havası suyu bi yana, insanı da harbi güzel. Geçen yaz yaşadığım bi olayı da burada sizlerlen paylaşmayı uygun görüyorum.

Sudak kentindeyiz, Sudak Kırım'ın en kalabalık en büyük veya en turistik şehri değil ama bence en güzel şehri. Her taraf dağ ve tabi kocaman bir kalesi var. Neyse konumuz bu değil. Konumuz geçen yaz Sudak şehrinde iken gittiğim dostluk isimli bir kafe.

Kafe çok büyük olmamasına rağmen gayet güzel dekore edilmiş, yemekleri leziz, hele ki özbek pilavı hala aklımda, ama aklımda olan asıl şey o değil, çalışanların güler yüzü ve hizmeti. Ve hatta verilen 10 grivna bahşişe (yaklaşık 2 ytl) 10-15 kere teşekkür etmesi ve çıkışta bizi kapıya kadar uğurlaması. evet.

Kırım'da Türkiyedeki kadar işsizlik yok, yani bi elemanı işten çıkarmanız zor, çünkü yerine yenisini bulmanız kolay değil. Buna rağmen nasıl oluyor anlamıyorum, tüm çalışanlar güler yüzlü, aldıkları para, aynı işi Türkiyede yapıyor olsalar alacaklarının 5te biri bile değil, refah seviyesi hiç yüksek değil ama buna rağmen son derece güleryüzlü ve samimiler.

Diğer yandan Türkiyedeki garsonlara bakıyorum, tabi öyle lüks yerlerdekine değil, kızılay, bahçeli civarındaki kafeler daha çok, hepsinin yüzünde "bitse de gitsek" kaabilinden bir ifade, hatta bazen dayak yemediğimize şükrediyorum. Hayır bre dangalak, iş sahibi seni yarın kapının önüne koysa ne yapacaksın, ona rağmen nasıl bu kadar ibnesin, anlamak mümkün değil.

Tabi sonradan çözdüm olayı. Garip gelebilir ama sorunun kökeni Atatürk'e dayanıyor. Hani o meşhur anekdot, Atatürk İngiliz prensini yemeğe çağırır, ama yemeği servis eden garson takılır düşer, yemekleri de etrafa saçar. Atatürk de tabi keskin zekasını kullanarak "ben bu millete herşeyi öğrettim de bi uşaklığı öğretemedim" der, böylece hem uşaklarıyla ünlü İngilizlere laf çarpmış olur, hem de Türklüğün onurunu gururunu kurtarmış olur falan.

Lakin işte bunun seneler sonrasına etkisi bu, hele de ilkokul 1. sınıfın hayat bilgisi kitabının ilk konusu Atatürk ve Cumhuriyet olan bir ülkenin çocukları olarak, Atamızın da katkılarıyla hizmet sektöründe bu kadar geri olmamız çok da şaşırtıcı değil. Halbuki uşaklığın aşağılanacak bir tarafı yok, beceremeyecek de olsa herkes yöneticiliğe göbek ata ata gider, lakin uşaklık etmeye cesaret edemez.

Hizmet etmek kutsaldır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder